Günlerdir beklenen Melih Gökçek - Kılıçdaroğlu tartışması yaşandı. Bu tartışmadan bir izleyici olarak edindiğim izlenimi sizinle paylaşmak istedim
Sayın Kılıçdaroğlu, Melih Gökçek'in doğagaz sayaçlarının alımlarında sayaç başına 100 Euro'dan fazla bir tutarda yolsuzluk yaptığını iddia etmişti. Tartışmanın başlamasından sonra Sayın Melih Gökçek'in ısrarlı soruları karşısında 168 Euro, birden bire 168 $'a düştü ve benim Sayın Kılıçdaroğluna olan inancım zaafa uğradı. Tartışma devam ederken Sayın Melih Gökçek'in tüm ısrarlarına rağmen 168 Euro ile ilgili tek bir belge gösteremedi ve cevap vereceğim demesine rağmen tek kelime söylemedi. Bu tartışmalar yaşanırken Sayın Dündar'ın Melih Gökçek'e müdahaleleri ve Sayın Gökçek'in tüm ısrarlarına rağmen, 168 Euro konusunda Sayın Kılıçdaroğlunu soruya cevap vermesi yönünde ciddi bir şekilde uyarmadı.
Sayın Kılıçdaroğlunun 300 Dolardan fazla bir rakama abonelik yapan dünyada bir tek örnek gösterin demesine Melih Gökçek'in Türkiye'den ve Sayın Kılıçdaroğlunun partisinden aday olan Sayın Karayalçının rakamlarını vermesinin engellemeye çalışılması ve burada olamayan kişiler hakkkında konuşmayalım denmesi de manidardı.
Sayın Kılıçdaroğlunun kömüre, pile, bakım, onarıma girip yan yollara sapmasına Sayın Dündar'ın müdahale etmemeside beni üzdü, çünkü Sayın Melih Gökçek önce bunları çözelim sonra tekrar bir başka programda her iddianızı tartışmaya hazırım demesine rağmen bir türlü asıl tartışma konusu olan doğalgaz sayaçlarının alınmasında yolsuzluk ve elektrik direklerinde Sayın Abdullah Gül'ün akrabasına ihalenin usulsuz verildiği iddiasına gelinemedi. Sayın Kılıçdaroğlu asıl iddialarını kanıtlamak için eline geçen fırsatı kullanmak yerine olayı başka başka konulara çekerek tartışmayı dağıttı.
Sayın Kılıçdaroğlunun yan yollara sapması karşısında Sayın Melih Gökçek'in Sayın Kılıçdaroğlunun bazı ihalelerde fiyatları nasıl fahiş bir şekilde arttırdığını, bundan daha vahim olan bir iddia ise bu ihaleleri alan müteahhitlerin bir terör örgütü ile ilgisi olduğu iddiasıydı ki cevap verilemedi, Çankaya Belediyesindeki Sayın Muzaffer Yılmaz'ın ses kayıtlarını ve bu ses kaydındaki iaddiaları sormasınada cevap veremedi, işe aldığı bazı kişileri terör örgütü ile ilişkisi olduğu iddiasınada cevap veremedi ve Sayın Dündar bunlaraada ilk bölümde müdahale etti ama Sayın Melih Gökçek'in ısrarı karşısında geri adım atmak ve müsaade etmek zorunda kaldı.
Sayın Dündar'ın, Melih Gökçek'in, Sayın Karayalçın hakkındaki iddialarında gösterdiği hassasiyeti Arena programında da göstermesini beklerdim. Ankara'lının parasının hesabını Sayın Melih Gökçek'ten soruyorsak, Sayın Karayalçın'da hesap vermeli, zaman aşımının arkasına sığınmamalı, Sayın Kılıçdaroğlu'nun da partisinin aday gösterdiği Sayın Karayalçın'ı savunması gerekirdi, nasıl ki kendisi her iddiayı gündeme getirme hakkına sahipse, karşı tarafta ona kendisi ve partisi ile ilgili herşeyi sorma hakkına sahip ve Sayın Kılıçdaroğlu da cevap vermek zorunda, hesap sormak kadar hesap verebilmekte önemlidir ve asıl kişiyi dürüst yapan da budur.
Son olarak CHP ve Sayın Kılıçdaroğlu bir şekilde medya desteğini arkasına almış olmanın rahatlığı içinde davranıyorlar, CHP'nin ve medyanın unutmaması gereken şey halkın artık eskisi kadar kolay yönlendirilemeyeceği. Kimin ne hizmet verdiğini ne icraat yaptığını farklı farklı kaynaklardan takip ediyor. Daha öncede yazdığım gibi dürüstlük hesap sormak kadar, açık yüreklilikle hesap verebilmektir de, iddialar kendi partin ve belediyelerin hakkında bile olsa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder