11 Aralık 2009

İsviçreli Türkiye

Ülkemizin çok sıkıntılı günler yaşadığı ve ülkede barışı istemeyen hainlerin provokasyonlarının yoğunlaştığı şu günlerde, insanlarımızı bölecek değil, birleştirecek olan, ortak paydaları öne çıkartmamız gerekirken biz ne yapıyoruz? Daha çok ayrışmayı tetikliyoruz. Ülke olarak bu kadar salak olduğumuza inanamıyorum ya. Tüm ülke gruplaşmış neyin doğru olduğunun hiç önemi yok, herkes kendi tarafının galip gelmesi için herşeyi mübah görüyor ve öyle davranıyor.

İnsanlarımızı birleştirecek neler var, ortak tarih, kültür, inanç, aile yapısı v.b. gibi birçok şey sayılabilir. Ama bunlar arasında en önemlileri, ortak kültür ve inançlarımızdır. Biz ise bunları parçalamak için elimizden geleni yaptık. Karşıdakiler yani düşmanlar, yaratmak için resmen zorladık. Halk arasında "azimle sıçan taşı deler" derler, azimle sıçtık ve kendi kendimizden düşmanlar yarattık.

Yıllardır ülkede inanç özgürlüğü var ama ne aleviler, ne sunniler, ne gayri müslimler hallerinden memnun. Demokrat ve özgürlükü bir ülke olduğumuzu iddia ettiğimize göre, neden bu yönde davranmak yerine inançlı vatandaşlarımızı düşman ilan etmeyi tercih ettik. Aynı durum Alevi vatandaşlarımız içinde geçerli, gayri müslim vatandaşlarımız içinde. Tüm kesimler çok büyük acılar çekmiş, ama hala birileri, bazı kesimlerin önünü kesmeyi, milyonlarca genci mağdur etmeyi, ülke menfaatine görebiliyor. Yada Cumhuriyeti korumayı kendine görev ediniyor ve bu yolda her şeyi yapabilme hakkını kendinde görüyor. Bu arada Demokrasi ayaklar altına alınıp çiğneniyormuş önemli değil. Geçici bir delilik yaşıyoruz diyecem ama bir türlü bu deliliği atamamışız, bakın Osmanlı'nın parçalanma sebeplerine, bakın bugün yaşadıklarımıza, fark var mı?

Yani buradan bakınca Türkiye, İsviçreli gibi görünüyor. Sürekli bizi bölmek isteyen dış düşmanlar diyoruz ya, acaba arada aynaya mı baksak, şu meşhur dış düşmanların, içerideki destekçilerini görebilirmiyiz! Ne dersiniz? Sizcede iyi olmaz mı?

Tenis Öğreniyorum | Youtub Video | Tuba Büyüküstün

Hiç yorum yok: