14 Ağustos 2009

Uzlaşma Kültürü ve Siyaset

Uzlaş ma! Kültürü ve Türk Siyasetindeki Anlamı


AKP iktidar olduktan sonra, neredeyse tüm kesimlerin (özelliklede AKP icraatlarını onaylamayanların tamamının) ağzından eksik etmediği, ve kendi geçmişlerinde defalarca sergiledikleri bir kavram. UZLAŞMA! kavramının manası çok açık, taraflar oturur farklı düşündükleri konularda ortak bir çözüm üretir ve adına uzlaşı denir. Bu tanımı aşağı yukarı doğru kabul edecek olursak, uzlaşma için ön koşul sunmadan masaya oturabilmek gerekli. Yani ben uzlaşma masasına oturmak için senden şunu yapmanı, bunu yapmamanı istiyorum, yoksa uzlaşmam demek, uzlaşma kültürü'nün içinde var mı? ben bilemiyorum, uzlaşmanın mantığına ne kadar uyuyor onu da anlayamıyorum.

Ön koşul sunarak uzlaşma masasına davet etmek, acaba ben seninle her ne olursa olsun anlaşmıyacağım demenin üstü örtülü ve siyasi bir yolumudur. Bunu yakın geçmişimizde yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden tartışırsak UZLAŞ MA! kavramı daha net yerleşir kafamıza.

Sayın Başbakanın Cumhurbaşkanlığı için kendi partisi içinden ve diğer sivil toplum kuruluşlarından görüş aldığı, ama ne adayım dediği, nede aday değilim dediği bir süreçte muhalefet partilerimiz büyük bir uzlaşmacılık örneği sergileyerek en başından kapıyı kapattılar, biz seni istemiyoruz dediler.

Sonraki süreçte sayın Başbakan, ben aday değilim, bizim adayımız Sayın Abdullah Gül açıklamasını yapınca, onuda istemeyiz, diyerek ikinci kez uzlaşmacı tavır sergilediler. Burada taviz veren, uzlaşma için adaım atan, Cumhurbaşkanlığına çok rahat çıkabilecek olan Sayın Başbakanın tavrımıdır? Yoksa muhalefetin tavrımıdır?

Bir ara resmi olmasada, kulislerde adı geçen Abdüllatif Şener'e evet der gibi oldular, ama sonra AKP'den olmasın, dışarıdan olsun diyerek görülmemiş bir fedakarlık ve uzlaşma örneği sergilediler.

Sayın Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı seçilince, bunun iptali için, Anayasa Mahkemesine 367 gerekçesi gibi, uzlaşmayı sağlayacak mükemmel bir gerekçe ile, dava açarak diğer bir uzlaşma örneği sergilediler.

Her şey bitip Sayın Gül Cumhurbaşkanı olunca, davetleri boykot etmek, ve her fırsatta bizim Cumhurbaşkanımız değil manasında tavır ve davranış sergilemek gibi uzlaşmacılığın doruklarına çıkarak bu konudaki samimiyetlerini bir kez daha göstererek, Türk siyasi hayatına UZLAŞ MA! kültürünü yerleştirdiler. Muhalefet partilerimizin bu duyarlılığına teşekkür ediyoruz.

UZLAŞ MA! kültürü, şayet günün birinde muhalefet partilerimiz iktidar olurlarsa, işlerine çok yarayacak, neticede bu kültürü kendileri yerleştirdiler, en iyi nasıl uygulanacağının bütün inceliklerini sergilediler, siyasi partilerimiz de, iyi olan herşeyi çok çabuk kapar, eminim UZLAŞ MA! kültürünü de şu anda muhalefet olan partilerimiz kadar iyi uygulayabilirler, artık güzel ülkem'in yolu açık, yarınlara UZLAŞ MA! kültürü sayesinde daha umutla bakıyoruz.

Hiç yorum yok: