8 Aralık 2008

Başa Alınan Darbeler

Filmlerde daha çokta, Türk Filmlerinde başa alınan darbelerin çok enteresan sonuçları olur. Türkiye de son 6 yıldır, özelde de 1 yıldır yaşananların mantıklı tek açıklamasıda bu olabilir, kafamıza şiddetli darbe almış olmamız.

Bir sene öncesinde Türkiye'ye gelen bir yabancı, Türkiye'de irtica kapıda her an din devleti kurulabilir, Türkiye ikinci bir İran olabilir intibasına çok kolay kapılabilirdi. Acaba neden bu düşünceye kapılabilirdi;

1- Ülkenin dört bir yanında Cumhuriyet Mitingleri düzenleniyor ve rejim tehlikesi her fırsatta her şekilde dile getiriliyordu.

2- Gece yarılarında ülkenin en ciddi kurumlarının web sitelerinde e-muhtıra diye yorumlanan yazılar yayınlanıyor ve sabah kalkan insanlar tüm kanallarda bunları dinliyordu.

3- Cumhurbaşkanlığı seçimi rejim tehlikesine çevriliyor, TÜRBANLI, BAŞÖRTÜLÜ biri Cumhurbaşkanın eşi bile olsa köşke giremez deniliyor, hatta bazı rektörlerin seçilse bile çıkamaz gibi meydan okuyan açıklamaları yer alıyordu.

4- Cumhurbaşkanlığına AKP'den bir ismin çıkmaması için ortaya 367 polemiği atılıyor ve Cumhurbaşkanlığı seçimi içinden çıkılamaz bir hale getiriliyordu. AKP'den hiçbir isim kabul edilmiyor ama uzlaşalım deniyordu, uzlaşmanın şekli söylenmiyordu.

6- Cumhurbaşkanı seçilemedi erken seçime gidildi, AKP büyük oy oranıyla tekrar iktidar oldu. Muhalefet ve rejim tehlikede görüşünü benimseyen cephe seçimi bir türlü içine sindiremedi ve ısrarla rejim tehlikede söylemine ve bunuda türbana bağlamaya devam etti.

7- Medya gruplaşıyor, bir grup medya AKP'yi rejimin en büyük düşmanı ilan eden siyasi partilerle aynı yönde yayınlar yapıyor, bu görüşlerinide büyük çoğunlukla türban ve başörtüsüne bağlıyorlar, başörtülü kızların üniversiteye girmesi için anayasa değişikliği girişimini rejime ve Atatürk Devrimlerine karşı bir eylem olarak algılanıyordu.

8- Devletin bazı kurumları ve bu kurumlardan dolayı bürokrat dokunulmazlığına sahip olan insanlar siyasi parti gibi davranmaya ve Türban, başörtüsü ve başörtüsünün üniversitelerde serbest olmasına karşı muhalefet yapmaya ve devleti göreve çağırmaya başladılar.

9- Anayasa değişikliği konusunda MHP ve AKP anlaşma sağlayıp değişikliği yaptılar ama rejimi tehlikeye atan ve gericilikle suçlanan sadece AKP oldu.

10- Başbakan İspanya'da velevki siyasi simge olsun, ne çıkar deyince, bunun alenen rejime ve devlete meydan okuma olduğu propagandası yapıldı ve ilgili kurumlar göreve çağrıldı.

11- Türban değişikliğinin iptal edilmesi için (Türbanlı kız öğrencilerin üniversitede okuyabilmesinin yolunu açan değişiklik) Anayasa mahkemesine dava açıldı.

10- Ve nihayi hedefe ulaşıldı AKP hakkında kapatma davası açıldı.

örneklere devam edebiliriz ama gerek yok, yurtdışından gelen yabancı kardeşimizi kapatma davasında ülkesine yollayalım ve bir süre ülkesinde kalsın, biz bu arada Türban davasını ve AKP hakkında açılan kapatma davalarını bitirelim.

Anayasa mahkemesi Türbanı yasakladı, AKP'yi kapatmadı ama Hazine yardımını kesti.

Ülkesine dönen yabancı misafirimizi tekrar bir vesile ülkemize getirelim ama ne zaman yerel seçimlere çok az kala mesela aralık 2008'de, kurban bayramından bir hafta on gün önce.

Eminim bu yabancı misafirimiz, yıllarca türbanı rejimin en büyük düşmanı ilan edip, üniversitelerde yasaklatan, Cumhurbaşkanı'nın verdiği resepsiyonları eşi türbanlı diye katılmayan bir siyasi partinin, bırakın başörtülüleri, türbanlıları, çarşaflıları bile partisine kabul ettiğini görünce, gördüklerinden değil, kendinden şüphe eder, herhalde yanlış görüyorum bunlar bir yıl önce meydanlara dökülen kişiler değil derdi. Heleki bu siyasi partinin sizin giyim kuşamınıza kimse karışamaz, önemli olan sizin kafanızın içi demesini duyunca kulaklarına inanamazdı herhalde.

Yazımızın başlığına dönecek olursak, yabancı misafirimiz halan kendisinden şüphe etmediyse aklına bizim Türk Filmlerinde çok gördüğümüz kafaya alınan darbe ile ilgili teori gelirdi ve ülke olarak kafamıza bir darbe almış olabileceğimizi düşünürdü. Tabii aklına başka ihtimallerde gelebilir, muhtemel mülayimleştirici etkiyi yaratan darbe olarak yerel seçimleri düşünmek isteyenlerde çıkabilir kim ne diyebilir. Bu bir Türk Filmi, herşey olabilir.

Hiç yorum yok: