Quoted from http://www.sabah.com.tr/haber,550CE16C657E4759A506854B15125B48.html:
SABAH - 29 Ağustos 2008, Cuma - ERGUN BABAHAN
Turhan Çömez'i AK Parti'nin kuruluş döneminde Tayyip Erdoğan'ın özel kalem müdürlüğü yaptığı dönemde tanıdım.
Tıp eğitimi almış birinin özel kalem müdürlüğü yapmasını yadırgamış, bunu kendisine de ifade etmiştim.
Çömez seçimler sırasında epey çaba harcayarak AK Parti'den Balıkesir Milletvekili seçildi.
Ondan sonra geçen süre içinde partisiyle arası açıldı ve ihraç edildi.
Ancak Çömez'in değişik ilişkileri AK Parti'ye açılan kapatma davası açıldıktan sonra ortaya çıktı.
Ankara Tenis Kulübü'nde Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt ve eşiyle olaylı buluşması şaşırtıcıydı.
Bu yemeğin ardından CHP lideri Baykal'la bir araya gelmesi de aynı derecede şaşırtıcıydı.
Turhan Çömez'in Ergenekon Soruşturması'nda gözaltına alınan Güler Kömürcü ile yaptığı görüşme olayın başka bir boyutunu ortaya koydu.
Çömez, Kömürcü'yü ısrarla Paksüt çiftiyle tanıştırmak istiyor.
Paksütler için Kömürcü'ye "MHP tandanslıdırlar ve biz beraber hareket ediyoruz. Yani Ferda'ya seni tanıştırmayı çok isterim" diyor.
Burada dikkat edilmesi gereken husus "beraber hareket etmek."
Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili, Ergenekon soruşturması kapsamında aranan eski bir siyasetçiyle hangi konuda beraber hareket ediyor, merak uyandırıcı.
Üstelik bu görüşmenin AK Parti'ye kapatma davası açıldığı bir dönemde yapılmış olması olayı daha da ilginç hale getiriyor.
Bayan Paksüt bu görüşme nedeniyle dün savcıya saatler boyu ifade verdi.
İfadesi de "Ergenekon zanlısı" sıfatıyla alındı.
Normal hukuk devletinde de pek rastlanmayan bir tablo.
Türkiye'de hukukun güvenilirliğini zedeleyen bir tablo, demek daha doğru olur.
Bu, Ergenekon denilen örgütün, sadece kanlı olaylara karışmadığı, yüksek yargıyı da kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeyi amaçladığını gösteren bir tablo aslında.
Türkiye birinci sınıf bir hukuk devleti olacaksa, hukuku gerek çetelerin, gerek cemaatlerin etkisi dışında tutması gerekir.
Bu soruşturmanın sonucu ne olur bilinmez elbette ama Anayasa Mahkemesi kararını manipüle etmek isteyen bir çaba olduğu anlaşılıyor.
Aksi halde Turhan Çömez birdenbire İngilizce öğrenme merakına kapılıp İngiltere'ye gitmezdi.
Veya çevresiyle tanıştırmayı amaçladığı dostlarının başı, kendi sözleri yüzünden sıkıntıya girdiğinde böyle sessiz kalmazdı.
Çömez'in Türkiye'ye dönüp konuşması birçok karanlık olayı aydınlığa çıkaracaktır diye düşünüyorum.
Yukarıdaki yazıdan ve bu olaya verilen tepkilerden benim çıkardığım sonuç.
Maalesef böyle olayların yaşandığı ve daha da kötüsü bunların normal karşılandığı bir ülkede yaşıyoruz. İnsanlar olaylardaki taraflara bakarak, ya hiç tepki vermiyorlar ve söz konusu olayı küçümseyip, önemsizleştirmeye çalışıyorlar, yada kıyameti koparıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder