Ağır Silalanmış Bir kadın |
Kızlar insan türünden bir canlımı, yoksa çok gelişmiş bir uzaylı ırkının (kendilerini komik sanan ama espiri anlayışları, zekaları kadar gelişmemiş olan bir uzaylı ırkı) dünyalı erkekleri denemek ve neslimizi tüketmek için (muhtemelen biz erkekleri izlerken gülmekten yarılıyorlardır) gönderdikleri bir uzaylı türümü?
Neden böyle düşünüyorum açıklayım. Bu hayat pahalılığında geçinmek için milletin kıçı üçbuçuk atarken, ağır silahlar donatılmış olan bu garip tür, sizden acayip gereksiz harcamalar yapmanızı ister. Mesela, sevgililer gününde çiçek alınması şarttır. Sevgililer gününün de, bu espiriden anlamayan, lavuk uzaylılar veya onların yandaşlarınca dünyalı, erkekleri çıldırtmak için icat edilmiş bişey olduğundan bahsetmeme gerek yok herhalde. Lan olum çiçeği ne edecen, erkekler verdikleri paranın, çürümesi için vazoya koyulduğunu görüp mutlu olsun diyosanız, daha o kadar kafayı yemedik. Peki neden bu gerçeği bile bile kabullenip, android gibi yapmaya devam ediyoruz? İşte tam bu noktada biz erkeklerin beyin denilen organıyla, çatışan diğer uzuvları ve hormonları devreye giriyor ve beyne galip geliyor.
Bir başka sevgililer günü geyiğide romantik, pahalı ve lüks restoranlarda yenen yemeklerdir. Lüks bir restoranda olması zorunludur (aynı et, aynı ot, aynı bok, bu fahiş fiyat farkı nereden geliyor anlamak imkansız). En kötüsüde restoran işletmecisinden tutunda çalışanlarının tamamı sana (bu tamamı lafına uzyalı bayan çalışanlarda dahil) "Aslanım niye geldin, deli mi şey etti seni, eğer deli bişey yapmadıysa bile biz burda seni öle bi ... ki altı ay kendine gelemezsin" der gibi bakmaları ve senin de bunu biliyor olmana rağme diğer masalardaki mutsuz, sinirli ve beklenti içindeki (bu beklenti çoğınlukla biz erkeklerin kendine kızarak, geceyi sinirli, uykusuz, tatmin olamamış ve YALNIZ geçirmesiyle son bulur) diğer erkeklerin yaptığını yapıp, herşeye rağmen mutluymuş gibi davranmandır
Lüks restoran'a dişini sıkıp katlanmaya çalışıyorsun diyelim, bunun bir sonraki aşaması kemandır. Yemek yerken başında cazır cuzur bişeyler çalıyor, sen, geceyi birlikte sonlandırma hayali kurduğun kız arkadaşın ve bir grup keman çalan yabancı hep beraber, grup olarak, yemek yiyorsunuz. Bu olumsuz ortamda sen hem yemek yemeye, hem karşındaki kadına iltifat edip, gönlünü yapmaya çalışıyorsun, (akıllı erkek bunca eziyete katlanmanın ve yaptığı yatırımının karşılığını gece almak için gereken herşeyi yapar, bu noktadan sonra ayıplamayın beni) bu arada da kıçına kaçan hesabın seni rahatsız etmemesi için aklını başka alanlara yönlendirmeye çalışıyorsun. Bu olay tamamen dünyalı erkeklerin neslini sinir ve kalp krizi ile bitirmeyi düşünen uzaylıların psikolojik harp tekniklerini biz dünyalı erkeklerin üstünde denemesinden başaka birşey değildir.
Çiçekti, yemekti, lüks hediyeler falan filan kısmını geçtiniz, tamam artık bu iş oldu diye düşünmeye başladınız diyelim. Nah alırsınız büyük ödülü, tüm o salaklıklar Asuman Karuse'nin yarışmasındaki ön eleme turu gibi bişeydi. Asıl etaplar şimdi başlıyor.Yeni ve daha çılgınca talepler ve tripler bölümü. İkide bir "Sen beni sevmiyorsun" sevseydin bunu gösterirdin, gibi veciz ve bizi deli etmeye yeten, aynı zamanda da hiçte net olamayan bir tarza geçerler.
Ulan manyak karı, seni sevmesek, aldığımız paranınn tamamını sana harcayıp, ayın kalanını borçlanarak, sefalaet içinde, hint fakiri gibi geçirirmiyiz. Üstelik bu yaptığımız gelecekteki mutluluğumuzun en büyük tehditidir de. Neden mi? Evlenmeden önce büyük ödül'e ulaşmak için öle bi hedefe kilitleniyoruz ki, akıl, mantık devre dışı kalıyor, devreye direk hormonlar ve diğer bazı uzuvlar giriyor, kan bu bölgelere gittiğinden, beyne yeterli oksijen gitmeyince de saçmalama rekoru kırıyoruz.
Kıssadan hisse, ne yaparsan yap sonuç değişmiyor. Ver yuları kadının eline, sen de rahatla, oda rahatlasın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder