12 Ekim 2009

AKP Ne Yapıyor

Malum son günlerin en önemli konuları Ermeni Açılımı, Demokratik Açılım ve Fatih Terimin istifası. Bu konulardan en çok ses getirip aylarca tartışılması gerekeni ise Ermeniler ile yapılan protokol. Demokratik Açılım her ne kadar hepsinden önemli ve mutlaka çözülmesi gereken bir sorunumuza çare getirebilecek bir yaklaşım olsada onun sonuçları uzun vadede görülecek, ama Ermeni Açılımı enerji koridoru olmayı ve bölgede önemli bir güç haline gelmeyi hedefleyen Türkiye'nin mutlaka çözmesi gereken bir sorun. Hem uluslararası ilişkiler, Hem de Azerbaycanla olan ilişkiler açısından da çok hassas ve önemli bir konu.

Yukarıda belirttiğimiz gibi bu hassas ve önemli konu için geçmişte bizlere ÖĞRETİLMİŞ olan çözüm, hiç bir şey yapmadan beklemek ve malum tarih gelince, ABD ve Avrupada kıçımıza nişadır sürülmüş gibi soy kırım iddialarını yalanlamak için ve bize karşı bir karar çıkmasını önlemek amacıyla uğraşmak, milyonlarca doları lobi faaliyetleri için harcamaktı.

Bu iktidar ne yapmaya çalışıyor; Ermenistan'ın yıllardır tanımadığı sınırımızı tanıması ve soy kırım iddialarından vazgeçip, bunu TARAFSIZ ve BİLİMSEL olarak yapılacak çalışmaların sonucuna bırakmasını istiyor. TARAFSIZ ve BİLİSEL çalışma ifadesi bizim için çok önemlidir. Bu ifade daha önceki iddiaların taraflı ve bilimsel geröeklikten uzak olduğunun bir şekilde itirafıdır. Zaten bu yüzden Ermeni Diasporası ve Ermenistan Halkı bu protokol aleyhine gösteriler, yürüyüşler tertip etmiştir ve imzalanmaması için çok uğraşmıştır. Burada sorulması gereken şey Ermenilerin (özellikle Diaspora'nın) bu kadar yoğun olarak karşı çıktığı bu protokole Türkiye'den karşı çıkanların gerekçeleri nelerdir.

Hatırlayın Kıbrıs'taki Referanduma'da karşı çıkmışlardı, Referandum bizemi hizmet etti Rumlara'mı şu andan geriye doğru bir bakın ve objektif olarak yorumlayın. Geçmişteki çözümsüzlüğü çözüm kabul etmek anlayışı bizi frenleyen, aşağı çeken, uluslararası platformlarda kabul görmemizi engelleyen ve her fırasatta önümüze koyulan sorunları görmezden gelen ve bizim amaçlarımıza hizmet etmeyen bir yaklaşımdı. Türkiye olarak bu sorunlardan kurtuldukça, sırtımızda boşu boşuna taşıdığımız, içi, işe yaramaz kayalarla dolu bir yükten kurtuluyoruz ve hedeflerimize daha hızlı koşmaya başlıyoruz.

Sonuç olarak Türkiye hızla değişiyor ve gelişiyor, eski politik düşünceler ve geleneklerde değişmek zorunda kalıyor, değişimi istemeyenler ise buna direniyor. Toplumun diğer kesimlerinde de yaşanan bu değişim, sancılı ve gerilimli oluyor, dğişimden yana olanlar ve değişime direnenlerin tavırları da toplumu geriyor. Sağduyunun ön plana çıkması gereken bir süreçteyiz, umarım en az zararla bu dönemi atlatıp, ülke olarak hak ettiğimiz yerlere geliriz.

Not : Sabah Gazetesinde Mehmet Barlas'ın açılımlara ilgili "Ya bütün açılımlarda amaçlananlara ulaşılırsa..." adlı baş yazısını mutlaka okuyun




Hiç yorum yok: