Puanlama Sistemi
Malum kısa süre önce Fransa Açık'ı (Roland Garros) izledik. İzlerken tenise yeni ilgi duyan ve puanlama sistemini tam olarak çözemeyen/anlayamayan izleyicilerin olabileceğini düşünerek,teniste puanlama sistemi hakkında ufak bir makale hazırladık.
Tenis oyununda lınana puanlar sayı, oyun, set ve maç olmak üzere çeşitli şekillerde adlandırılırlar. Topu karşı tarafa geçiremeyen, oyuncunun karşısındaki rakibi puanı kazanmış olur. Taraflardan birinin oyunu kazanabilmesi için dört sayı alması gerekir. İlk üç sayıda kazanılan puanlar sırayla 15, 30 ve 40'tır. Dördüncü sayı ise "OYUN" sayısıdır.
Her iki tarafın 3 sayı neticesinde puanları 40-40 ise, yani eşitlik varsa, oyunu kazanmak için biri avantaj olmak üzere peşpeşe iki sayı alınması gerekir. Yani 40-40 eşitlik durumunda alınan ilk sayı avantajı getirir, alınacak ikinci sayı ise oyunu. Avantajdan sonraki sayı alınamaz ise durum tekrar berabere olur.
30-0'lık bir skora 30-Löve adı verilir. Altı oyun kazanıldığında SET kazanılmış olur. Netice 5-5 ise, seti kazanmak için bir tarafın peşpeşe iki oyun kazanması gerekir. Oyun eğer erkek ve kadınlı oynanıyorsa üç setin ikisini, erkekler oynuyorsa beş setin üçünü alan maçı kazanır
Puanlamadaki enteresan kurallar maçların çok uzun sürmesine sebep olabilir. Teklerde tarihe geçen en uzun maç 1966'da Varşova'da King's Cup Turnuvasında oynanmış ve 126 oyun neticesinde maç 27-29, 31-29, 6-4 skoruyla, çiftlerde ise 1967'de Newport Casino Davetinde 147 oyun neticesinde maç 3-6, 49-47, 22-20 skoruyla bitmişti. Bu tür uzun maratonları önlemek için 1970'te puanlama sisteminde bazı değişikliklere gidildi. Buna göre oyunlar 6-6 ise sırayla atılan 9 servisten 5'ini atan seti veya maçı kazanır. Âni-ölüm sistemi denen bu kuralın bulucusu ABD'li James Van Alen 1958'de Vass diye adlandıran bir sistem geliştirdi. Bu sistemin de skora tesir eden bazı özellikleri vardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder