THE BİG BANG THEORY’NİN ‘DAHİLERİ’
Leonard Hofstadter, IQ Derecesi: 173
Leonard (romantik olan) ve arkadaşı Sheldon (dahilerin en sevimlisi) aynı daireyi paylaşıyor. Genelde çok iyi anlaşamamalarına rağmen aynı daireyi paylaşmayı başarabiliyorlar, dahilik bu olsa gerek, anlaşamasanda bir arada yaşayabilmek. Sheldon herşeyi tajınıt yapabilen, alışkanlıklarından taviz veremeyen hatta onlara hastalık derecesinde bağlı olan bir tip. Oturacağı yeri bile seçebilmesi için uzun hesaplamalara ihtiyaç duyuyor.
Sheldon’ın zekası matematik ve diğer bilim dallarında oldukça mesafe kaydetmiş bir kuramsal fizikçi ve ona yapabileceğiniz en büyük hakaret uzay mühendisi demek kendisini acayip aşağılanmış hissettiriyor bu ifade. Leonard’ın uzmanlık alanı daha çok edebiyat ve tarih üzerine. Edebiyat sorularından başlamak suretiyle çok hızlı kare bulmaca çözebiliyor. Sheldon’la aynı daireyi paylaşmaktan çok şikayetçi değil ama biraz da sosyalleşmeleri gerektiğini düşünüyor. Bu yüzden eğlenceli aktiviteleri denemeye kapısı açık. Sheldon ise her şeyi problem edebilme yeteneği ile buna da karşı çıkıyor.
Bir “inek” olarak görülmek ciddi anlamda canını sıkıyor. Kendisini “inek” olarak kabul etmesede bazı takıntıları onu ele veriyor. Hijyenik Star Wars ürünlerine olan merakı ve çizgi raoman takıntısı bunlardan sadece ikiisi. Diğer “inek” arkadaşlarından biraz farklı olan Leonard, diğer ineklerin :) boş konuşmalarını ve saçma hareketlerini paylaşmaktan ise hiç haz etmiyor. İneklerimiz arasında en uyumlu adamlardan biri aslında Leonard. Jetonu çok uzun süre takılmıyor, yanı ondan trink sesi biraz daha çabuk geliyor. Yeni durumlara kolaylıkla intibak ediyor.
Karşı komşuları Penny’ye karşı umutsuzca bir ilgisi var. Kadınlar söz konusu oldu mu sakarlıkta ve patavatsızlıkta bir numara. Yemeğe davet ettiği bir kıza körinin aslında bir müshil ilacı olduğundan bahsedebiliyor mesela. Daha önce Koreli bir kız arkadaşı olmuş ancak arkadaşının ülkesine geri dönmesi onun için büyük bir hayal kırıklığı olmuş. Şimdi kırılan kalbini tamir edecek bir kız arıyor.
Sheldon Cooper, IQ Dercesi: 187
Leonard’ın en iyi arkadaşı. Aynı evi paylaşıyor ve aynı iş yerinde çalışıyor. Sheldon, California Teknoloji Enstitüsü’nde kuramsal fizik üzerine kafa yoruyor. Apartman dairelerinin salonunda bulunan beyaz tahtaya teorilerini yazmaya bayılıyor. Biz normal zekalı insanların aklının ermeyeceği bir konuda, Temel Parçacıklar’a dair Sicim Teorisi üzerinde çalışıyor. Leonard’ın zekasıyla problemleri söz konusuyken o zekasına sıkı sıkıya sarılmış durumda.
Leonard’ın sıkıcı bulduğu günlük hayatın gerekliliklerini o hiç dert etmiyor; gece yarılarına kadar bir sözcük oyunu olan Klingon Boggle oynayabiliyor. Zekası bilimsel konularda yoğunlaşmış ama genel kültürü de gayet iyi sayılır. Leonard’ın teorilerine ilişkin sürekli sorular sormaya bayılıyor. Tipik bir dahi çocuk olarak yetişmiş. Küçükken merdiven basamaklarının birinin 2 mm. kısa olması halinde insanların tökezleyip düşeceğini hesaplamış. Hesaplamakla kalmayıp bunu eyleme dökünce, babasının düşerek omzunu sakatlamasına yol açmış.
Liseden erken mezun olduğu için normal sürede okulunu bitirenler ona biraz tuhaf geliyor. Karşı komşuları Penny’ye “Liseden mezun olman dört yıl mı sürdü?” diye sorması bu sebeple. Zira kendisi 11 yaşındayken üniversiteye gidiyormuş. Diğer dahilerde görülen şişmiş ego, sosyal uyumsuzluk ve empati eksikliği Sheldon’da da söz konusu. Aslında otistik yönleri olan üstün bir zeka onun ki. Bu yüzden Leonard’ın yaptığı bazı alaycı esprileri anlamakta güçlük çekiyor, Penny’nin sevgilisinden ayrılmasına neden üzüldüğünü de anlamıyor mesela.
Sheldon, Penny’nin güzelliğine kayıtsız kalıyor ama onun çekici olduğunu da kabulleniyor. Olumsuz bir bakışı var hayata karşı, oldukça pimpirikli ve ince hesaplar yapmaktan alıkoyamıyor kendini. Leonard’ın Penny’ye olan ilgisini aptalca buluyor ve sürerse onun yine hayal kırıklığına uğrayacağına inanıyor.
Penny, Güzellik Derecesi: 100
Sharon ve Leonard’ın apartmanlarında karşı daireye yeni taşınan karşı kapı komşuları. Dahilerin arkadaşlarından Wolowitz’in tabiriyle; “Üzerine cheesecake kokusu sinmiş bir tanrıça”. Günlük yaşama dair kendine has çözümleri var.
Penny, Cheesecake Factory adlı bir restoran zincirinde garsonluk yapıyor. Hollywood’a aktris olmak için Nebraska’nın Lincoln şehrinden yola çıkmış genç bir kızın kendini garson olarak bulmasını anlatan yarı otobiyografik bir öykü üzerinde çalışıyor. Eğer öyküsü filme çekilir de bunun kendi hayat hikayesi olup olmadığını sorarlarsa cevabı hazır; “Ben Nebraska’nın Lincoln değil Omaha şehrindenim”.
Penny dört yıldır birlikte yaşadığı Kurt adlı erkek arkadaşı tarafından kapı dışarı edilince kendine yeni bir daire tutmak zorunda kalıyor. Sevgilisi kendisini aldatsa da, yalanlar söylese de onu hâlâ çok seviyor. Penny cazibesinin erkekler üzerindeki etkisini çok iyi biliyor.
Penny, Leonard’la birlikte vakit geçirmekten büyük zevk alıyor. Hatta Leonard’ın iş yerindeki arkadaşı Leslie ile ilişkisinin yürümediğini öğrenince mutlu bile oluyor. Sheldon’ı ise bir arkadaş olarak seviyor sadece.
Penny, düzensiz yaşamaktan, dağınık olmaktan hoşlanan biri. Hatta böyle olmaya özen gösteriyor bile denebilir. Entelektüel birikimi yok ama popüler kültürden nasibini yeterince almış ve pratik zekası, ya da günümüzdeki tabiriyle EQ’su oldukça gelişmiş. Bu da onu diğer tahsilli ancak sosyal alanda beceriksiz diğer kahramanlarımızın karşıtı kılıyor. Bu haliyle Sheldon’ı bazı video oyunlarında yenmesi ise tahmin ettiğiniz gibi Sheldon’ın pek de hoşuna gitmiyor.
Farkındayım Penny'e bir miktar ayrıcalık yaptım galiba. :)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder